ATA-MAHDUM ARASINDAKİ ‘CEP TELEFONU’ SORUNUNU UZLAŞTIRICI ÇÖZDÜ

İZMİR’üstelik aktif Hiçlik Bingöl (33), interneti ve cep telefonunu uzun müddet kullanması nedeniyle oğlu Rüzgar Çınar (7) ile yaşadığı sorunu zat yöntemleriyle çözemeyince aleniyet bulucuya başvurdu. Rüzgar’ın hafta sonu 1,5 saat, hafta arası noksan saat internet kullanmayı akseptans etmesi üzerine ara buluculuk sözleşmesinin imzalanmasıyla cet-mahdum anlaştı.

Kentte süpermarkette çalışan, 2 yavru babası Kesat Bingöl, teferruatlı süre el telefonu ve internet kullanması dolayısıyla ilkokul 2’nci dershane öğrencisi oğlu Rüzgar Çınar ile sorun yaşamaya başladı. Yasaklamalarla sorunu çözemeyen Bingöl, ara buluculuk yönteminden faydalanmaya karar verdi. Müzakereci Arabulucular Derneği Başkanı Feridun Balcı ile görüşen Bingöl, günde ortalama 3 saat genel ağ ve cep telefonu kullanan Rüzgar’ın müzakereyle inandırma edilmesini sağladı. Rüzgar’ın hafta sonu 1,5 saat, hafta içi ise nakıs saat genel ağ kullanmayı kabul etmesi üzerine baba-mahdum uzlaştırıcılık sözleşmesi imzaladı.

Fakirlik Bingöl, 16 sene evvel ortaöğretim öğrencisiyken uzlaştırıcılık yöntemini öğrendiğini belirterek, Oturduğumuz mekân biraz sıkıntılıydı. Gençler arasında sürtüşmeler yaşanıyordu ama meydanlık buluculuğun hangi olduğunu bilmiyorduk. Karşımızdakiyle duygudaşlık kuramıyorduk. Gençliğin verdiği galeyan vardı. Feridun öğretmen derslerimize giriyordu. Böyle bire bir projeyle daha çok karşımıza. Empati kurmayı öğretti. Karşımızdaki insanın ne düşünceye ehil olduğunu anlamamızı ve bizim de kendimizi onun adına pekâlâ koyabileceğimizi öğrendik. Elan bilahare bu öğrendiklerimizin farkına varmaya başladık. Feridun hocam zamanında bize bu yöntemi öğretti. Şimdi tığ de öz çocuklarımıza tıpkısı şekilde aktarmaya çalışıyoruz diye konuştu.

İKİ CANIP DE ŞARTLARA UYACAK

Oğlu Rüzgar’ın hele annesinin cep telefonunu alıp internete girdiğini ve devir kavramını unuttuğunu tamlayan Fıkdan Bingöl, Bundan 16 yıl ilk daha naif ve cahildik. Ergenliğin verdiği cesaretle çözümün şiddette olduğunu sanıyorduk. Kavgalar oluyordu. Feridun hocamız bize kez gösterdi. Olayların farklı tıpkısı şekilde çözüldüğünü ayırt ettik. Zamanında haddinden fazla faydasını görünce oğlumla yaşadığım sorunları halletmek için onu bile buraya getirdim. Rüzgar, az buçuk umursamayan ve seçkin istediğinin gerçekleşmesini istiyor. Çıban edemeyince buraya geldik. Şimdi tıpkı geçim imzaladık dedi.

Mürtefi Umu Efendi İlkokulu 2’nci sınıf öğrencisi Rüzgar Çınar Bingöl ise Telefonda alelumum oyun oynuyorum, videoteyp izliyorum. Annemler, ‘Çok aşkın telefon oynadın, artık kâfi, ödevlerini yapalım’ diyorlar. Babam, aleniyet bulucuya beni ‘Maça gidiyoruz’ diye niteleyerek getirdi. Fakat yeniden birlikte onları üzmek istemediğim amacıyla uzlaştırıcılık sözleşmesini imzaladım. Verdiğim sözü tutup, hafta sonu 1,5 saat, hafta içi üstelik muallel saat internete gireceğim. Meselenin çözülmüş olması nedeniyle mutluyum diye niteleyerek konuştu.

KULAKLI- KAZAN ÇÖZÜMLER

Aynı zamanda 29 almanak hikmet öğretmeni olan Çalıştırıcı Arabulucular Derneği Başkanı Feridun Balcı, derslerinde kullandığı formül yardımıyla haddinden fazla sayıda çatışmayı çözdüğünü söyledi. Bu eğitim yılı sonunda emekliye ayrılmaya hazırlanan Balcı, topluluk işlerine ciddilik vermek istediğini belirterek, Akıbet yıllarda ülkemizde ebeveynlerle çocukları beyninde çokça kesif anlaşmazlıklar yaşanıyor. Ayrıntılar ebeveynleriyle kıymet meze hakkına erbap şekilde masaya oturup uzlaşmaya çalışıyorlar. Tığ bile sorduğumuz sorularla onları yönlendiriyoruz. Bu nöbet birlikte öyle oldu. Rüzgar, hafta sonu 1,5 saat, hafta arası ise yarım saat genel ağ kullanımıyla akseptans etti. Babası birlikte bunu onayladı. Meşveret sonucu uzlaştılar dedi.

Z kuşağının ebeveynlerinden doyumsuz isteklerde bulunabildiğini dile getiren Balcı, sorunların dayatmayla değil uzlaşmayla aşılabildiğini hatırlatarak, şunları söyledi

Çocuklarımızla danışma etmeden, onları kandırma etmeden isteklerini reddettiğinizde bakir mesail ortaya çıkabiliyor. Bireşimli zeka çağına girdiğimiz bu günlerde çocukların elinden bilgisayarı, tableti kabul etmek hal değil. Tek çözüm ahbaplık etmek, uzlaşmak ve ‘kazan- kazan’ çözümler soymak. Zaman de böyle tıpkı çözüm ürettik. 2006 yılında çalıştığım lisede müzakere uzlaştırıcılık projesi yaptık. Eğitim içinde öğrenciler özlük yaşadıkları çatışmaları zat akranlarının sebebiyle ara buluculuk yapıp, çözüyorlardı. Kesat o dönemden öğrencim. Okulumuzda sıkça fiziki şiddete dair kavgalar yaşanıyordu. Yoksulluk, 16 sene önce bire bir okulda neva kültürüne tanık olmasaydı aklına bu hal gelmeyebilirdi. Bunu formel eğitim kurumlarında yaygınlaştırmalıyız. Sosyal yaşamın rastgele alanında diyaloğa, uzlaşmaya, müzakereye peyda nesiller yedirmek gerektiğini düşünüyorum.

Share: