Emekliler yer satın alıp zat köylerini kurdu! Yaşamı henüz sevinçli ağıl getirmenin tadını çıkartıyorlar

Tekaüt Nazif Turan, Olcay Günay ve Süleyman Özmen, 1996 yılında doğanın içre yaşamaya değişmeyen vererek, İnhisar ilçesinin Sakarya Nehri kıyısında bulunan Çayköyü’ndeki 100 dönümlük alana karı inşa etmek için çatı kooperatifi kurdu.
Bunun üzerine Eskişehir, Sakarya ve Bilecik’te esnaftan memura farklı sektörlerden tekaüt olan 35 kişinin daha katılmasıyla satın aldıkları araziye toplam 38 familya yaptırıp, aileleriyle nüfusu 100 kişiyi bulan “köyde” yaşamaya başladı.

KENDİ ÜRÜNLERİNİ YETİŞTİRİYORLAR

Ev başına düşen yaklaşık birer dönümlük arazide domates, zeytin, ballıdarı ve nar yetiştiren emekliler, salça, zeytinyağı, tarhana çorbası üzere ürünleri da kendileri yapıyor. Site sakinleri, tavuk, hırt kabilinden kanatlı hayvanat besliyor.

“HEKIM VE ÇEŞİTLİ SEKTÖRDEN EMEKLİLERİMİZ VAR”

Zor işçi Nafiz Turan, evlerinin bulunduğu konumun Eskişehir’in Sarıcakaya ilçesinde kâin kaplıcalara birlikte andıran olduğunu söyledi. Evlerinin zarfında bulunduğu 100 dönümlük arazide zihayat emeklilerin ürünlerini saf yerine yetiştirdiğini anlatım eden Turan, şöyle konuştu: “Domates, zeytin, incir, nar kabilinden ürünleri yetiştirebiliyoruz. Hekim ve muhtelif sektörlerden emeklilerimiz var. Burada literatür ve kışın ayrı güzelliği var. Rakımdan ekolojik ortam kışın kar yağmadığı ve bahir seviyesine andıran olduğu amacıyla kışın üstelik pir tıpkı dirim sürdürülebiliyor. Doğamızda geyiklerimiz var. Sitenin içerisinde dolaşıyorlar. Çandır hayvanlarının birçoğuyla karşılaşmak olabilir. Burası süreduran benzeri yerdi. Atıl yeri değerlendirdik. Hem karye üzere hem dahi emeklilerimizin yaşaması amacıyla aklık aynı arkaç getirildi. Herhangi Bir familya bir dönümlük. 80 metrekarelik alana tripleks, kalın kafalı küsurat kısımları yeşil alan ve ekincilik yapacağı alanlar kendisine değerlendiriliyor.”

“EMEKLİLİĞİMİZ GAYET ADAMAKILLI GEÇİYOR”

Emekli makinist Olcay Günay dahi 2000 yılından beri yaşadığı bölgede mütenevvi üretimler yaptığını söyledi. Bölgenin akman havası olduğunu tamlayan Günay, “Kahvaltıdan sonradan ekincilik için ayrılan alanda çalışmaya başlıyorum. Akman havada da günlerimiz adamakıllı geçiyor. Emekliliğimiz gayet pir geçiyor. Tüm emekliler hakeza bozulmamış havada sıhhatlerini koruma görevlisi edebilmek üzere kendilerini yormadan her şeylerle çalışır olabilirler.” diye niteleyerek konuştu.

“MEVSİMİNE GÖRE SAF BESLENİYORUZ”

Kent sakinlerinden zahmetli memur Emine Turan ise çeşitli semere ve sebzeler yetiştirdiklerini dile getirerek, “Kendi salçamızı, zeytinyağımızı, tarhanamızı, kurutmalarımızı tabii olarak yapıyoruz. Katiksiz ortamda doğal mahsulat yapıyoruz. Mevsimine bakarak saf besleniyoruz. Akman albeni ve bereketli azık, zamanımız burada domuzuna geçiyor.” ifadelerini kullandı.

“BÜYÜKŞEHİRDEN BURAYA GELİNCE BAHTIYAR OLUYORUZ”

Kıbrıs gazisi Mehmet Yüce Mecnunca da adamakıllı aynı sitede iyi arkadaşlık içinde yaşadıklarını belirterek, yaşıtlarıyla doğal ortamda güzel mesafelik geçirdiklerini vurguladı. Zahmetli esnaf Süleyman Özmen ise yetiştirdikleri ürünleri yakınlarına dahi izzetüikram ettiklerini rapor ederek, “Burada çok mutluyuz. Büyükşehirlerden buraya gelince bahtiyar oluyoruz. Kuşların sesleri… Rüzgar püfür püfür yapıt ve adama ziyansız. İklim şartları de iyicene.” dedi.

Share: