Halk Eğitimi Merkezi Müdürü kardeşini vuran sakil bilge karşısında

El Eğitimi Merkezi Müdürü kardeşini vuran berbat bilge karşısında

Vakfedilmiş sanık M.Z.U.: “12 almanak matlup verecek meselesi vardı”

Sanığın eşi olan şahit V.U.: “Bu parayı verdiğine öz kendini inandırıyordu, öyle mal vermedik”

SAKARYA – Adapazarı El Eğitimi Merkezi Müdürü’nün ana yol ortasında pompalı tüfekle vurularak öldürülmesine ilgilendiren gözaltına alınan ve tutuklanan ahi bilgili karşısına imdi. Burada savunma fail ibret, “12 yıllık alacak verecek meselesi vardı. Ağabeyim arabayla giderdi bilcümle ama bu posta yürümeye başladı bana akla yatkın geldi. Kul üstüme alındım zira bana daha önceleri, “Silahımı aldım, zir yapımı hazırladım ceza almam” demişti. Elimi omzuna attım eli beline gidince tüfek istem dışı zehir aldı. Bana arkadan sıkmasın diyerek bacağına zehir ettim” dedi.

Adapazarı Umum Eğitimi Merkezi Müdürü Abdulvahit Sivilize, ana yol ortasında pompalı tüfekle kardeşi marifetiyle öldürülmesine ilişik çirkin M.Z.U. zaman bilge karşısına daha çok. 4. Bati ukubet mahkemesinde tanıdık davada, sanık, maktulün babası, kardeşleri, sanığın eşi, şahitler ve yan avukatları salonda amade bulundu. Oturum arasında gelen belgelerin zapta geçirilmesi sonrasında kimlik tespiti yapıldı. Meze hakkı verilen mevkuf maznun M.Z.U., ağabeyi Abdulvahit Uygar ile alacak verecek meselesi olduğunu ve konuşmak amacıyla gittiği tam ağabeyinin elini beline götürdüğü sırada tüfeğin bilmeyerek dokunaklı aldığını ifade etti. Mahkemede mevcut öldürülmüş ve sanığın babası ise iki oğlunun beyninde matlup verecek meselesinin olmadığını belirtti.

“12 yıllık alacak verecek meselesi vardı”

Hakim karşısına sâdır ve alay hakkı sunulan sanık M.Z.U., “Kardeşimi düşünülerek yahut taammüden öldürmedim. Ağa ahi beyninde olan bir sorun vardı, 12 almanak algı verecek meselesi vardı. Ego Ağrı Patnos’ta bakkal dükkanı işletiyordum. 3 yıl uğraştı çocukların burada geleceği yok dedi, beni inandırma etti. Sakarya’ya geldim ve Patnos’taki yerimi devrettim. Burada ben, ağabeyim ve M.Ç. kuma olarak balık tezgahında çalıştık sonra anlaşamayınca ayrıldım. Ben Sakarya’ya 12 yıl evvel geldiğimde 1 milyon 500 bin lira parayla geldim. Bu parayı ağabeyim benden aldı ve Sakarya’ya alış dedi. 6-7 sene paramı dövize yatırdığını söyledi. biraz sonra ben paramı istedim bana bende paran bulunmayan buna dayalı tıpkı yazılmış beyanın var mı? Dedi. 4-5 sene önceydi yanılmıyorsam düşünce attım sonraları araya aracılar girdi ve görüşmeye başladık. Düşmanlık olmadı akabinde 1 buçuk yıl ilk pandemi döneminde annemi köye götürmemi istedi, götürdüm. Aramızda antagonizm yoktu. Annemi bıraktıktan bilahare arabayı ağabeyime verdim. en üst 15 -20 dönme önceki M.B. benimle konuşmak istedi. Bana 3 buçuk milyon teklik teklif ettiler benim paramın o zamanki değeri 20 milyon liraya yakın bende bitmiş dedim. Bunu akseptans etmemdeki faktör beni avukat tutarak sıkıştırdı. Kul kabul ettim” dedi.

“Ağabeyimi taammüden ve isteyerek öldürmedim”

Arkadaşının arabasını düzlük maznun, “Arkadaşımdan istedim Kocaeli’ne gidecektim eskimemiş aynı sahn kafa üzere gelişim bakacaktım. Tüfeği bile feda etmek için arabaya aldım. Sonraları 15 -20 bölüm geçti M.B. gelmedi kul ağabeyimin yanına gittim. Beni görür belki konuşuruz dedim. Mücahede saatinin bitimine andıran orda oldum. Ağabeyim arabayla giderdi bilcümle amma bu posta yürümeye başladı bana doru geldi. Köle üstüme alındım zira bana henüz önceleri, “Silahımı aldım, ast yapımı hazırladım ceza almam” demişti. Elimi omzuna attım eli beline gidince tüfek rağbet dışı dağ aldı. Bana arkadan sıkmasın diyerek bacağına kırıcı ettim. Ego başlangıçta ağabeyimi kasten ve bilerek öldürmedim, ego birini vuracağım diye niteleyerek kimseyi aramadım, HDP binasına gitmedim. Pişmanım, hayatım boyunca ruhsal bindi almadım ve çıkar yol kullanmadım” diyerek konuştu.

“Söylediklerinin bütünü yalan maktül ve maznun benim oğlumdur”

Mahkemenin saraka verdiği sanık ve maktulün babası K.U., “Söylediklerinin kâffesi dolma maktül ve maznun benim oğlumdur. Abdulvahit, sanıktan mülk almamıştır. Dükkan zaten Patnos dışında ufak benzeri kulübeydi sigara bile satamazdı. Ağabeyi, maznun ve çocuklarının iyiliği üzere Sakarya’ya çağırdı. Aldığı habbe yarısını ağabeyi Abdulvahit verdi. Şikayetçiyim” şeklinde konuştu.

“Sanığın, Abdulvahit’i kıskandığı üzere böyle tıpkı fiil işlediğini düşünüyorum”

Sanığın ve maktulün kardeşi M.U., “Patnos’taki dükkandan sanığın 1 buçuk milyon teklik sağlık elde etmesi türlü değildir. Dükkan devredildiğinde iflas etti, matlup yoktu. Sanığın, Abdulvahit’i kıskandığı üzere hakeza tıpkısı amel işlediğini düşünüyorum. Maznun, ağabeyime yalvardı Sakarya’ya götürmesi için ağabeyimde hareket, karı bulmasına müzaheret etti. Daha öncesinden ağabeyim hakkımda baltayla öldüreceğini söylüyordu sanık biz yüz kere söyledik başkaca babam ayaklarına kapandı. Şikayetçiyim” ifadelerini kullandı.

“Bu parayı verdiğine öz kendini inandırıyordu, anca servet vermedik”

Tutuklu sanık M.Z.U.’nun şahit olan eşi V.U., “Sanık eşim, maktulden alacağı var diyerek söylemleri vardı amma alacağı yoktu. Patnos’tan Sakarya’ya gelirken 1 buçuk milyon liramız yoktu. Sakarya’dan sülale alırken paramız çıkışmadı, M.U. 10 bin babam 5 bin lira verdi. Olaydan geçmiş sanık beni aradı, “Benim ağabeyimden alacağım var mı?” diye sordu köle bizim paramızın olmadığını söyledim. O de bana “O devir erte kadar o parayı çıkartmazsanız ikinizi da öldürürüm” dedi. Önceden sanık parayı ağbeyine benim verdiğimi söylerken sonralarında kendinin verdiğini söylemeye başladı. Bu parayı verdiğine özlük kendini inandırıyordu, anca servet vermedik” dedi.

“Tüfek vardı elinde rahmetliye seslendi ve 2 umum elem etti”

Mahkemede tanık namına dinlenen S.Ö., “Olay sonrasında ayrımsız güç araçtan indi, tüfek vardı elinde rahmetliye seslendi ve 2 el ızdırap etti. İkisinin ortada tahminî 3 metre açıklık vardı, ikinci atışta tıpkı aşama henüz yaklaştı. Tüfeği arabanın arkasına atarak görüngü yerinden gitti” derken sanığın olay günü kullandığı arabayı veren H.E., “Arabamı çocuğunun askerlik yaptığını, Kocaeli’nde ayrımsız kızdan hoşlandığını ve aynalı benzeri iş için gittiğini söyledi” dedi.

“Tüfeği vardı önceki bacağına sonraları vücuduna biberli ettiğini gördüm”

Tanık B.A., “Fenomen günü arabamın önüne biri imdi. Peşi Sıra bire bir birey koşuyordu. Tüfeği vardı geçmiş bacağına bilahare vücuduna kırıcı ettiğini gördüm sanığı hatırlamıyorum” dedi.

Davaya ilişik sanık avukatları sanığın cezai prosedür ehliyetinin alınmasını rica etti.

Müşteki ve maktulün avukatı ise “Maznun tasarlayarak ve planlayarak kıya işlemiştir. Buna ait videolar 3. Kısık ceza mahkemesinde videolar mevcuttur zaten dosya kombinasyon talebinde bulunduk. Sanık avukatları maznun için cezai muamele ehliyeti rica ettiler ancak anca bire bir rapora gerek yoktur zira sanık, burada kendini çokça mebzul tıpkı şekilde rapor etmiştir. Sakarya 3. Aheste ukubet mahkemesine sunduğumuz delillerde görüldüğü için sanığın bisikletle ağabeyinin irfan yaptığı, çektiği videolarda onu vahşiyane elbette öldüreceği ve sonrasında PKK’ya akmak amacıyla dağa çıkacağını tabir ettiği görülmektedir” dedi.

Cumhuriyet Altını savcısı, suçtan kötülük gören müştekilerin davaya katılma taleplerini kabulüne, ceza ehliyeti üstüne maznun avukatlarının murat reddinin verilmesine, sanığın alıkonulma halinin devamına ve kem hususların giderilmesi yönünde düşün bildirdi.

Mahkeme heyeti ise sanığın beyanlarında ukubet ehliyetine lüzumlu duyulmadığı ve talebin reddine, sanığın alıkonulma halinin devamına, sanığın ve tanıkların beyanlarında kayran kayran kişilerin şahit yerine dinlenmesine karar vererek duruşmayı 6 Çatlak tarihine erteledi.

Ne olmuştu?

Fenomen, 26 Nisan Salı günü Papuççular Mahallesi Saraybosna Caddesi’nde bulunan Adapazarı El Yetişek Merkezi önünde meydana geldi. Merkezden sâdır Abdulvahit Medenileşmiş, iddiaya bakarak matlup-verecek meselesi sebebi ile aralarında tartışma yaşadığı kardeşi M.Z.U. ile yüz yüze geldi. Bu esnada çirkin M.Z.U. yanı sıra kâin pompalı tüfekle kardeşi Uygar’a dağ açtı. Abdulvahit Sivilize, kaldırıldığı Sakarya Yetişek ve Araştırma Hastanesinde hayatını kaybederken, dalavereli kardeşi ise kayıplara karıştı. Polis Güçleri ekiplerince kaçan şüpheliyi yakalamak amacıyla degaje yetenekli himmet başlatıldı. Ekipler şüphelinin, 34 KV 6235 plakalı otomobille TEMA Otoyolu Ankara istikametinde durum halinde olduğunu tespit etti. Bolu sınırlarına girdiği belirlenen araç, burada Düzenlilik Büro Müdürlüğü Kıya Departman ekipleri vasıtasıyla durduruldu. Namına yardım eden arkadaşı Ş.E. ve bunların yanında araçta kâin 5 yabancı uyruklu şahsiyet gözaltına makbuz. Araca alınan 5 kişinin dikkat çekmemek amacı ile olduğu öğrenilirken, sakil M.Z.U. ile kaçmasına yardım ettiği tayin edilen Ş.E. Sakarya Düzenlilik Ofis Müdürlüğü ekiplerine teslim edildi. Buradaki işlemleri sonrasında adliyeye atıf edilen şüphelilerden M.Z.U tutuklanırken farklı çirkin adli kontrolle başıboş bırakıldı.

Share: