İran’üstelik bulunan Nazik Selçuki Devleti’nin kurucusu Çakırdoğan Komutan’in anıt mezarı “Çakırdoğan Kulesi”nin 20 yıldır türbedarlığını fail Teşrinisani Kanberi, tarihi yapıya evi kadar bakıyor.
Başkent Tahran’a vabeste Akıl kentinde kâin Tuğrul Kulesi, ülkedeki Selçuklu dönemi eserlerinin bilakis bakımlı olmasıyla dikkati çekiyor.
İhtişamı ve değişik mimari özellikleriyle birlikte ilişki gören anıt mezarın türbedarlığını 20 yıla mail süredir eden İran-Irak Savaşı gazisi Teşrinisani Kanberi, 3 bin metrekarelik alana sahip Çakırdoğan Kulesi’ni adeta evi kabilinden görüyor. Rastgele türlü bakımını yapmanın beraberinde ziyaretçilere üstelik ayrıntılı vukuf veren Kanberi, tarihi yapıda zamanının çoğunu geçirip, kamu işlerini dahi anıt mezardaki mesaisine göre ayarlıyor.
Bilimsel metotlara göre düz yazı edilen anıt mezarı ve türbedarlığının serüvenini AA muhabirine anlatan Kanberi, 2003 yılında başladığı bu görevini yaklaşık 20 yıldır sürdürdüğünü aktararak, “Buraya hareket rast mü bilmiyorum, ego bunu berceste benzeri fenomen namına değerlendiriyorum.” dedi.
Daha ilk buranın haddinden fazla bilinmediğini, 2001’deki görüntülere bakıldığında Çakır Kulesi’nin burada olduğunun anlaşılamadığını belirten Kanberi, “Ayrıca biri adres sorduğunda ‘ego Tuğrul Kulesi’nin oradayım’ dese, maatteessüf kimse neresi olduğunu bilemezdi.” diye niteleyerek konuştu.
Kendisinin orada göreve başlamasının, tarihi yapının korunması üzere “manevi benzeri taleple” gerçekleştiğine inandığını dile getiren Kanberi, “Hazreti Tuğrul’un ve bu iki nazik milletin (Türk ve Farslar) hizmetinde kalkışmak benim amacıyla nazik bir onurdur. Bu iki nazik milletin hizmetinde hangi büyüklüğünde kalacağım Hazreti Mevlana ve Hazreti Tuğrul’un Rabb’inin vereceği ayrımsız karardır, O hangi büyüklüğünde okazyon verirse o büyüklüğünde devam edecek.” ifadelerini kullandı.
“Türkiye’yi ikinci vatanım namına görüyorum”
Doğru sakalı, seyrekleşmiş saçları ve hafifçe kamburlaşmış bedenen henüz yaşlı tıpkı görüntüye topluluk İranlı türbedar, 1961 doğumlu olduğunu aktararak, “Beni görünler 100 yaşı devirdiğimi söylüyor, onlara cevaben ‘yüzyıldan henüz fazla yaşadığımı’ amma 61 yaşında olduğumu söylüyorum.” şeklinde konuştu.
Ömrünün son 20 yılını Çakır Kulesi’nde geçiren, 5 haset sabık müsaade kullanmadığını, doğduğu yeri ya da memleketini mülakat amacıyla birlikte izin kullanmadığını belirten Kanberi, eşinin, muamele gününü de ona ve 2 oğluna ayırmadığı amacıyla şikayet ettiğini fakat gine üstelik kendisini her devir tatlılıkla karşıladığını anlattı.
Anıt mezarın güvenliğini ve türbedarlığını üstlenmesinin sebeplerinden birisinin üstelik iki şişman ülkenin kültürüne aşıramento olmasından kaynaklandığını belirten Kanberi, Türkiye’yi ikinci vatanı adına gördüğünü, Türkiye’den, hele Konya’dan mevrut ziyaretçilere bakım etmeyi ise vazifesinin gereği yerine gördüğünü kaydetti.
Nazik İslam düşünürü ve islam gizemcisi Mevlana Celaleddin-i Rumi’ye olan tabiiyet ve bağlılığını vurgulayan Kanberi, daha ilk birkaç kez Konya’evet anbean musahabe ettiği Mevlana’yı yine ziyarete gezmek istediğini dile getirdi.
Iri Selçuki Devleti’nin sultanı Tuğrul Satış’in anıt mezarının türbedarı Son Teşrin Kanberi, Mevlana’yı musahabe etmemiş İran ve Türk vatandaşlarına, gerçeklenmiş Konya’evet giderek büyük mutasavvıfı ülfet etmelerini kaynak etti.
Çakır Mir Kimdir?
Itidalli Asya’daki Cend şehrinde 995 yılında doğan Çakırdoğan Mir, babasının tıpkı savaşta martir düşmesinin arkası sıra dedesi Selçuk Mir tarafından yetiştirildi. Selçuk Satma’in vefatı konusunda 1025’te Selçuklu hanedanının başına geçti. Dandanakan Savaşı’nda (1040) Gaznelilere karşı elde ettiği zaferin ardından kurulan Iri Selçuki Devleti’nin önceki sultanı car edildi.
Bizans karşısında sonsuz defans yerinde olan İslam dünyası, Tuğrul Koca’le gelişigüzel hücuma geçti. Bağdat ve Mütalaa’i ümran eden Çakır Komutan, yakalandığı çor sonucu 4 Eylül 1063 tarihinde Kaygı’bile vefat etti.