İKV Başkanı Zeytinoğlu: ” Türkiye abuhava değişikliğinden yer çok etkilenecek ülkelerden biri olacak”

İktisadi Kalkınma Vakfı (İKV) Başkanı Ayhan Zeytinoğlu, Mısır’ın Şarm Ahali Şeyh kentinde başlayan ve 18 Teşrinisani’a büyüklüğünde sürecek 27’nci BM İklim Zirvesi Çevre Konferansı’na (Conference of the Parties – COP27) ilişkin yaptığı açıklamada, susuzluk, yeğin ve kasırga üzere iklime merbut felaketlerin sayısının artmasıyla abuhava krizinin çıktı tıpkısı gerçekliğe dönüştüğünü ve güzeşte sene Glasgow’dan bu yana verilen taahhütlerin aynı dakika geçmiş eyleme dönüştürülmesi gerektiğini belirtti.??

Zeytinoğlu yaptığı kayıtlı açıklamayla, Mısır’ın Şarm Umum Şeyh kentinde başlayan COP27’ye ilgilendiren değerlendirmelerde bulundu.

BM Hükümetlerarası İklim Değişikliği Paneli’nin (Intergovernmental Siyasal on Climate Change – IPCC), küresel sıcaklığın şimdiye büyüklüğünde kestirmece 1,1 aşama arttığını ve 1,5 dereceye yaklaşmaya başladığını açıkladığına bel fail Zeytinoğlu, şunları kaydetti:

“Bu kapsam, bize 1,5 etap hedefine sınırlı kalmanın önemini esasen hatırlatıyor. Zira bu nazik eşiğin üstündeki sıcaklıkların, dünya nüfusunun yarısının yaşamını zılgıt fail ısı ile neme ve bununla birlikte yağışsızlık ve seller üzere iklime bağlı afetlere faktör olacağını biliyoruz. Güzeşte yıl Glasgow’birlikte planlı COP26’de bulgu alınamayan ara sıra konuların olması ve ülkelerin halen yeterince iddialı abuhava hedefleri ortaya koymaktan kaçınması üstüne bu seneki zirveye bazı aktivistler ve heybet görevlilerin katılmadığını görüyoruz. Fakat unutmamalı kim, konkre adımların atılabilmesi için bu zirvenin önemini kaybetmemesi ve gelişigüzel sene faziletli seviyeli katılımların devam etmesi gerekiyor.

Emisyonların azaltımı ve ülkelerin abuhava değişikliğinin etkilerine cebin dayanıklılıklarının artırılması konularında alelhusus gelişmekte olan ülkelere sağlanan teknik ve mali desteğin artırılması gerekiyor. İklim sorununun, finansman sorununa dönüşmemesi amacıyla yeşil finansman kaynaklarının artırılması da alınacak fiziksel önlemler büyüklüğünde ehemmiyet bildirme ediyor. Bu açıdan, COP27’birlikte gelişmekte olan ülkelere yapılan yeşil finansmanın ve zayi ve beis mekanizmasının tartışılacak olması da çok kıymetli.”

Zeytinoğlu, kuraklık, başat ve kasırga kabil iklime kapalı felaketlerin sayısının artmasıyla iklim krizinin imdi aynı gerçekliğe dönüştüğünü ve geçen yıl Glasgow’dan bu yana sunulan taahhütlerin bir zaman ilk eyleme dönüştürülmesi gerektiğini belirtti.

” Türkiye’nin kömürden huruç üzere da ayrımsız gün vermesi abuhava diplomasisi ve abuhava değişikliği ile savaşım açısından önem taşıyor”

Komutan Zeytinoğlu, COP27 öncesi Türkiye’nin iklim hedeflerini dahi değerlendirdi.

“Hatırlanacak olursa, Paris Anlaşması’nı onaylamayan biricik OECD ve G20 ülkesi olan ve anlaşmanın Mülhak-1 listesinden çıkma talebini herhangi bir yıl COP gündemine taşımaya etkin Türkiye, yeryüzü böylece güzeşte sene COP26 öncesinde Anlaşmayı onaylayarak yeni iklim rejiminin parçası olmuştu. ” ifadelerini kullanan Zeytinoğlu, Paris Anlaşması’na 10 Kasım 2021’bile yöntemince canip olan Türkiye’nin, bununla birlikte kalmayarak 2053 yılına müteveccih yerine net liyakatsiz çıkarma hedefini de ortaya koyduğunu aktardı.

Zeytinoğlu, şu değerlendirmelerde bulundu:

“Sene süresince Türkiye’nin önce İklim Kanunu’nun hazırlık çalışmaları yürütülürken, COP27 öncesinde 2030 yılı millî ulama beyanının 2053 net başarısız hedefi doğrultusunda güncellenerek BM İklim Değişikliği Söve Sözleşmesi’ne (UN Framework Convention on Climate Change – UNFCCC) iletileceği açıklanmıştı. Sonuncu şekli verilecek olan millî katkı beyanının COP27 esnasında UNFCCC sekretaryasına sunulması bekleniyor. Ancak, İKV’nin dahi TEPAV ve İPM ile kaleme aldığı çağrıda belirtildiği üzere, Türkiye’nin daha iddialı ayrımsız millî ulama beyanını ortaya koymasının birlikte kömürden huruç üzere dahi bir zaman vermesi iklim diplomasisi ve abuhava değişikliği ile savaşım açısından nazik önem taşıyor.

Akdeniz havzasında vadi düzlük Türkiye, abuhava değişikliğinden bildirme çok etkilenecek ülkelerden biri olacak. bununla birlikte, unutmamak gerekir ki, Türkiye’nin hem SU sürecinden hem birlikte AKARSU ile ağır ticari ilişkilerinden kaynaklı kendisine mekân ve abuhava değişikliği üzerine atması müstelzim haddinden fazla balaban adımlar bulunuyor. Bu sürecin bildirme eziyetsiz şekilde atlatılması üzere Türkiye’nin derhâl elan iddialı hedefleri içeren İklim Kanunu’nu yayımlaması ve uygulaması gerekiyor.”

Share: